Ana Ocağı 155.Bölüm. Kaybedenin Olmadığı Tek Yarışma Ana Ocağı Yaptığı farklı projelerle Türk televizyonculuk tarihinde ilklere imza atan TRT, hafta içi her gün öğle kuşağında yayınlanan Ana Ocağı programının yeni sezonuyla sizlerle buluşmaya hazırlanıyor. Ana Ocağı ikinci sezonuna yeniliklerle başlıyor. Elli dönüm arazi içine kurulu, Sakarya Serdivan’ın Beşevler köyü’ndeki Ana Ocağı, bu sene oldukça renkli olacak. Baştan aşağı yenilediğimiz Ana Ocağı’nda bu sezon sadece acemi genç kızları değil, yeni evlileri ve çiçeği burnunda çiftleri de ağırlayacağız. Üstelik ödüllerimiz de çok değişti. Geçen sene 10 gün süren maratonda toplamda 10 altın bilezik ve bir beşi bir yerde armağan ederken, bu sene sadece 5 gün yarışacak çiftlerimiz 15 altın bilezik ve bir beşi bir yerde kazanma şansına sahip olacak. Hem kazanacaklar, hem de annelerimizin zorlu ama bir o kadar da keyifli görevlerinde eğlenecekler. Ana Ocağı hepimizin özlem duyduğu köy hayatını ekranlara taşırken, bir yandan da genç çiftlerimize unutulan örf ve adetlerimizi hatırlatarak kültürümüzü yaşatmamızı sağlıyor. Evlerinden çok uzakta ayakta kalmaya çalışan yarışmacılarımız köy yaşamını deneyimlerken, gündelik hayatlarını kolaylaştıracak pratik bilgiler öğrenmekten de geri kalmıyorlar. Ana Ocağı Programının Alanında Uzman Anneleri Zorlu mücadelerle dolu bu 5 günlük maratonda çiftlerimize yol gösteren üç eğitmen annemiz de Ana Ocağı’nda onlarla birlikte yaşıyor. Ana Ocağı’nın misafirlerine kendi çocukları gibi şefkatle yaklaşan annelerimiz, kimi zaman gözyaşı dökecekleri bir omuz, kimi zaman da yüreklerini açacakları bir sığınak oluyor misafirlerimiz için. Annelerimiz demişken, bu sezon Ana Ocağı sultanlarında da bazı değişiklikler var. Zehra Anne ve Meltem Anne, tecrübeleri ve zengin bilgi dağarcıklarıyla Ana Ocağı’na yepyeni bir soluk getirmek için bizimle birlikte olacaklar. Şimdi gelin Ana Ocağı’nın otoritelerini, yani meşhur annelerimizi tanıyalım. İlk annemiz geçen sezon da aramızda olan Ümmiye Koçak. Ahırın patronu... Tarlaların çalışkan annesi... Gerçek bir doğa aşığı... Geçen sezon Mersin'in köyünden kalkıp Ana Ocağı'na gelen Ümmiye anne, bu sezon da bizleri yalnız bırakmadı. Birbirinden zorlu görevlerle Ana Ocağı'na renk katan Ümmiye anne, çiçeği burnunda çiftlerimiz için de oldukça hazırlıklı... İkinci annemiz Meltem Açıkel.. Ev işlerinin ustası... Pratik yaşamın yeni adı... Püf noktalarının gizemli dünyasını aralayacak bir kapı... Kısacası evle ilgili aklınıza gelen herşey Meltem annemizin işi. Temizlik, bulaşık, çamaşır, daha neler neler... Meltem anne Ana Ocağı için İstanbul'daki evinin kapısına kilit vurup Sakarya Serdivan’a geldi. Bakmayın biraz sert mizaçlı göründüğüne, aslında yumuşacık bir kalbi var... Meltem annemiz çiftlerimiz için kelimenin tam manasıyla bir yol gösterici... Üçüncü ve en hamarat annemiz ise Zehra Şener… Ana Ocağı mutfağının güler yüzlü kraliçesi... Kelimenin tam manasıyla bir yemek aşığı... Baharat kokularında mutluluğu bulan kadın... Ana Ocağı için Bursa’dan Sakarya Serdivan’a gelen Zehra annemiz, aslında emekli fen öğretmeni… Çocukluğundan beri mutfakla haşır neşir olan Zehra anne, envai çeşit yemek tarifi ve çok özel mutfak sırlarıyla çiçeği burnunda çiftlerimizin ufkunu genişletecek. 5 Günlük Maraton Süresince Büyük Ödüller Ana Ocağı’na gelen çiftlerimizin her birine yarışmanın başında 15 altın bilezik emanet edeceğiz. Annelerimizin gözetiminde gerçekleşecek her zorlu görevin sonunda kaybeden çiftlerimizden birer bilezik geri alacağız. Yani kendilerine emanet edilen bilezikleri korumak çiftlerimizin elinde olacak. Hangi çiftimiz daha başarılı olursa kolunda daha çok bilezikle Ana Ocağı’ndan ayrılacak. Ayrıca her günün sonunda annelerimizin ortak kararıyla seçilecek bir çiftimiz beşi bir yerde ile ödüllendirilecek. Beşi bir yerde kazanan çiftimiz imtiyaz sahibi olacak ve ertesi gün sürpriz bir ödül kazanacak. Beş gün sürecek mücadelenin sonunda toplamda 15 altın bilezik ve bir beşi bir yerde sahiplerini bulacak. Hafta boyunca olabildiğince çok bilezik kazanmak ve finalde büyük ödülün sahibi olmak için yarışan çiftlerimiz birbirleriyle rekabet ederken, bir yandan da annelerimizden sabrı ve özveriyi öğrenme şansını yakalayacaklar. Zorlu Görevlerle Dolu Bir Mücadele: Ana Ocağı Şehir hayatıyla vedalaşıp Ana Ocağı’na gelen çiftlerimiz, 50 dönüm arazi içine kurulu çiftliğin kurallarına uymak zorundalar. Öncelikle köyde yaşayan herkes gibi onlar da güneşin doğuşuyla merhaba diyecekler güne. Saatlerinin alarmını kurmadan uyanmak zorunda kalan yarışmacılarımız, sıcacık yataklarından çıkıp sobayı yakmak ve kahvaltıyı hazırlamak zorundalar. Erken başlayan günün devamında annelerimizin verdiği zorlu görevler de cabası. Konfor içinde yaşamaya alışmış yarışmacılarımız için zamana karşı mücadele ettikleri bu görevlerin her biri birbirinden zor oluyor. Ana Ocağı’nın ahır, kümes, tarla ve bahçe işlerinden sorumlu eğitmeni Ümmiye Anne, çiftlerimize hiç tanımadıkları bir dünyanın kapılarını aralıyor. Keçiler, koyunlar, inekler ve eşeklerle dolu ahır, çiftlerimizi oldukça zorlamaya hazır. Yarışmacılarımız, görevlerde onlara eşlik edecek hayvanlarla iletişim kurmak zorundalar. Şehirli çiftlerimiz Ana Ocağı’nın ahırında süt sağmaktan, cilt bakımına; temizlikten, yemek hazırlamaya kadar birbirinden farklı işleri yaparak hayata hazırlanıyorlar. Kimi zaman da Ana Ocağı çiftlerimiz için mucizeye tanıklık ettikleri bir adres oluyor. Kalabalık nüfuslu ahırımızda koyunlar, keçiler ya da ineklerden birinin doğum yapma anı, yarışmacılarımızın hafızalarına kazınacak gerçek bir mucize… - Ana Ocağı’nda ahırın hemen yanında yer alan kümes de tavuk, horoz, hindi ve kazlara ev sahipliği yapıyor - Ana Ocağı tamamen doğal beslenen yarışmacılarımız için kümes bulunmaz bir nimet. - Her sabah kapısını aralayıp folluklardan aldıkları taze yumurtalarla yaptıkları omletlerin lezzeti yarışmacılarımız için unutulmaz… - Kaçan tavukları yakalamak, Ana Ocağı’na gelen kümes hayvanlarını yeni evlerine taşımak gibi… Ana Ocağı hatırı sayılır büyüklükteki tarlası ile çiftlerimiz için toprakla tanışma vesilesi oluyor. Ümmiye annelerinin gözetiminde kimi zaman soğan, kimi zaman da buğday ya da havuç eken yarışmacılarımız, bir bitkinin ne zorluklarla sofralarımıza geldiğine şahitlik ediyorlar. Ana Ocağı’nın ev işlerinden sorumlu eğitmeni Meltem anne, çiftlerimize temizlik sırlarından, ev düzenine kadar her şeyi öğretiyor. Aynı zamanda evdeki eski malzemeleri değerlendirerek nasıl tutumlu olabileceklerini gösteriyor. Çiftlerimiz kimi zaman eski bir tişörtten çanta ya da mutfak önlüğü, kimi zaman da tamamen doğal malzemeler kullanarak organik bulaşık deterjanı yapıyor… İleriki günlerde yaşamlarını kolaylaştıracak, ev hayatının gizli kalmış püf noktalarını Meltem annelerinden öğrenirken, bir yandan da rakipleriyle mücadele ediyorlar. Ana Ocağı’nın mutfağından sorumlu eğitmeni Zehra anne, yemek yapmayı nasıl bir sanata dönüştüreceklerini çiftlerimize öğretiyor. Lezzet üstadı Zehra annemiz, Türk yemeklerine ait bildiği çok özel sırları yarışmacılarımızla paylaşırken, farklı pişirme tekniklerini de kullanmalarını sağlıyor. Çiftlerimiz kah Ana Ocağı’nın bahçesine çıkıp taş fırında lahmacun pişiriyor, kah tenekede tavuk yapıyor… Çoğu zaman da mutfakta vakit geçirerek lezzet sanatının sırlarını keşfediyorlar. Eğitmen annelerimiz verdikleri görevlerde çiftlerimizin sergiledikleri başarının yanında, birbirleriyle uyumlarına ve rakiplerine nasıl davrandıklarına da bakıyorlar. Kısacası Ana Ocağı’nda 5 gün süren maratonda ödülleri kazanmak için annelerimizin verecekleri kanaat notları da büyük önem teşkil ediyor. Eğlendirirken öğreten, kaybedenin olmadığı tek yarışma programı Ana Ocağı, hafta içi her gün saat 17.00’de TRT1 ekranlarında sizlerle…