Münir ve Adile, mahallelinin organize ettiği akşam yemeğinden sonra bir daha yollarının kesişmeyeceğini düşünürlerken Şener, ikiliyi hiç olmadık bir şekilde ortak etmiştir. Adile ve Münir, çocukları için ofis ve muayenehane olarak kullanmak istedikleri dairede ortaktırlar artık. Her ikisi de bunun hesabını sormak için Şener'in yakasına yapışırlar. Şener, parayı borçlularına dağıttığını söyleyip işin içerisinden sıyrılmayı umut eder, fakat işler umduğu gibi gitmez. Münir, attığı bu kazıktan sonra kardeşinin gözünün yaşına bakmayacak ve onu kapı dışarı edecektir. Şener yine de yılmaz. Adile'den aldığı parayı büyütmekte kararlıdır. Karlı bir yatırım yapma niyetindedir. Bütün parasını Osmanlı'dan kalma, değerli bir tabloya gömecek ve kısa zamanda bu tabloyu ödediğinin üzerinde bir bedelle elden çıkartacaktır. En azından planını böyle kurar. Fakat hesabı yine şaşacak, işler yine umduğu gibi gitmeyecektir. üstelik tabloyu satmak bir yana, onu muhafaza edebileceği bir evi de yoktur artık. Bir yandan da nerede kalacağının hesaplarını yapmaya, tek tek mahalle esnafının kapısını çalmaya başlar. Aynı anlarda Tarık ve Itır, anne babalarını dükkanı ortak kullanmak konusunda nasıl ikna edeceklerinin, Münir ve Adile ise karşı tarafı caydırıp, dükkanı almanın hesabındadırlar. İkili, anlaşmak üzere Perran'ın züccaciye dükkanında bir araya gelirler. Fakat ortalık yine savaş alanına döner. üstelik olan, Perran ve Şevket'in dükkanına olmuştur. Tarık ve Itır çaresiz bir halde ne yapacaklarını düşünmektedirler yine. Ailelerinin ortak bir payda da buluşamayacaklarını anlamışlardır. çaresiz bir halde onlara gerçeği söylemeye karar verirler.