Kayı ve Dodurga Obaları'ndaki beyler tıpkı siyasi ihtiraslarıyla hareket eden Korkut ve Tuğtekin gibi, içlerini oyan büyük Noyan tehlikesinin farkında değillerdir.
Ertuğrul ise çolak kalan eliyle, tüm bu olumsuz koşullara rağmen en küçük bir tereddüt göstermeden, Moğollarla olan mücadelesine tek başına devam etme kararı alır. Elbette yanında Alpları Doğan ,Turgut ve Deli Demir de olacaktır.
Ertuğrul, Noyan'ın Türkler'den savaşçı devşirdiğini bildiği için Moğol Birliği'nin içine Abdurrahman'ı sokmayı planlar. Ne var ki Abdurrahman, hain olduğu gerekçesiyle idam cezası almıştır. Babası Süleyman Şah'ın emaneti olan Abdurrahman'ın idam edilmesine ne Gündoğdu ne Hayme, ne de Ertuğrul razı gelmektedir. Ancak Gündoğdu ve Hayme çaresizdir. Bunu gören ve bütün vazifelerinden el çektirildiği için daha rahat hareket eden Ertuğrul, Abdurrahman'ı kaçırmayı başarır.
Abdurrahman'ın kaçırılma olayına Ertuğrul'un dahil olduğunu bilen Hayme, obada daha büyük huzursuzluklar çıkmaması için oğlu Ertuğrul'u obadan sürgün eder. Artık Ertuğrul eli kılıç tutamayan, alplık görevinden uzaklaştırılmış, sürgün bir adamdır.