Yol Ayrımı
Ertuğrul ve alpleri içine çekildikleri kapandan kurtulmak için var güçleriyle uğraşmaktadırlar. Halep'te adalet terazisini zedeleyenlerden ve kanunun haysiyetini çalanlardan hesap sormak, ilk hedefleridir. Bu giriştikleri zorlu yolda karşılaşacakları aksilikler; büyüyen ve yükselen dalgalar gibi üzerlerine gelmektedir. Fakat Ertuğrul ve alplerin mücadele azmi yıkılmamaktadır.
Halime; gözlerini açtığı sarayda neler olduğunu anlamlandırmaya çalışmaktadır. İçine bulundukları durumu anlamakta zorlanan tek kişi, Halime değildir. Dadının birden odasına yerleştirdiği bu gizemli kıza nasıl yaklaşacağını bilmeyen Leyla için de durum kolay kabullenilebilir değildir.
Halime ve Numan; yıllarca kaçtıkları girift saray entrikalarının bir şekilde tam kucağına düşmüşlerdir. Numan'ı Halime'nin sağlığı açısından aldığı ilk kararı sorgulamaya iten gelişmeler yaşanır ve Numan kızını Halep Sarayı'nın yılan gibi kıvrılan, tehlikeli koridorlarından uzak tutmak için girişimde bulunur. Fakat Halime'yi çıkarmak için atacağı adımlar; hiç aklına gelmeyecek bir isme takılıp kalacaktır.
Süleymanşah ve maiyeti, Halep'in girişinden çevrilmiştir. Sığındıkları yerde kalakalan Süleymanşah Halep'teki ahvali görmek ister. Oradan gelecek havadislere göre hem kendisi hem de Kayılar için bir yol haritası çizecektir.
Gündoğdu ve Selcan'ın başında olduğu göç kafilesi yol almaktadır. Kayı Obası, kendilerini Halep'te bekleyenlerden; Gündoğdu ise, gözündeki ışığı parlatan evlat umudunun, artık Selcan'ın karnında büyümediğinden haberdâr değildir
Halime'nin sarayda olduğunu öğrenen Ertuğrul; her zamanki gibi yol ayrımındadır. Tehlike altında kendisinden imdat bekleyen insanları mı; yoksa Halime'yi mi kurtarmayı tercih edecektir. Ertuğrul yine, hem bir obanın kaderini hem de bir aşkın kederini sırtlanmıştır.