Payitaht'ta nümayiş devam ediyor. Ermeni çeteciler İngilizlerin Osmanlı Devletini parçalama yolundaki piyonları. Sultan Abdülhamid'in hedefinde ise düşmanın başı var... İngiltere Kraliçesi… Ömer'le birlikte umutlar da toprağın altında kaldı. Abdülhamid’in sır odasına aldığı Ömer sırlarıyla gömüldü... Hem kasadaki Hintli Müslümanların isimlerinin tehlikede olması hem de Ömer'in şehit düştüğü haberinin gelişi Abdülhamid'in yüreğine büyük bir yük bindiriyor. Şehzade Abdülkadir, devletin düştüğü müşkül durum karşısında yol ayrımına gelmiş vaziyette. Ya sözde hürriyet isteyenlere hiçbir şey yapmayıp, kendi fikirlerinin arkasında duracak; ya da Abdülhamid'e ve devletine yakışır bir şehzade gibi halkın karşısına çıkıp onlara hakikati gösterecek. Düşman cephesi şehre yaydıkları nümayişi bir adım öteye taşımak için uğraşlarına devam ederken Mahmud Paşa'nın haince planı öne çıkıyor. Şehzade Abdülkadir üzerinden gerçekleşmesini arzu ettiği bu plan, olur da başarılı olursa büyük bedeller ödenebilir, şehre bir babanın gazabı hâkim olabilir. Haremde bankadaki çocukları kurtarmaya vesile olmanın verdiği huzur var. Ama bir yandan da iyice karmaşık hal alan Makbule-Sabahattin izdivacı... Bidar Kadın galip gelmeye oldukça yaklaşmışken, Makbule işin ciddiye bindiğini görür ve kendince bir tertip düzenler. Onun bu tertibiyle artık çözülmesi gereken meselelerin sayısı artar...