16 Mart 1920'de İtilaf devletlerince işgale uğrayan İstanbul'un işgali sonrasında Anadolu'da açılması planlanan Meclisin tüm zorluklar, yokluklar, talihsizlikler ve engellemelere rağmen büyük bir coşkuyla açılışı anlatılacak...
Bir önceki bölümde, mebuslar ve askerler, Nisan ayının sonlarında açılması planlanan Millet Meclisi'ne yönelik Anzavur kuvvetlerinin saldırısına hazırlıksız yakalanmışlardı... Ancak bu bölümde, Ziraat Mektebi'nde yer alan Mustafa Kemal ile mebuslar ve askerler, yeni bir saldırıyı bertaraf edeceklerdir... İstanbul'un baskısı her ne kadar Ankara'ya kadar ulaşsa da Mustafa Kemal ve beraberindekiler kararlılıklarını asla yitirmeyeceklerdir. Uzun uğraşlar sonucu geldikleri bu noktada düşündükleri tek şey Millet Meclisi'ni bir an evvel açmak olacaktır.
Damat Ferit Paşa hükümetinin yazdırdığı; milli mücadelecileri “vatan haini” ilan eden “fetvanın” tam karşıtı olarak, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele tarafında olan, Rifat Bey'in önderlik ettiği Anadolu'daki yüz elli üç müftünün imzasıyla yeni bir fetva hazırlanır.. Bu fetvanın haberi İstanbul'a ulaştığındaysa, Damat Ferit Paşa hem şaşıracak hem de bir hayli sinirlenecektir.
Bu arada Nazan'ın durumu da gün geçtikçe daha da kötüleşecektir. Hasta haline rağmen Galip'i bir an olsun düşünmekten vazgeçmeyen Nazan'dan gelecek haber ise, kalfasını ve ailesini adeta yıkacaktır... Galip ise Damat Ferit Paşa ile olan bir diyaloğundan dolayı kendini açık etmeye başladığını düşünecektir. Lafını toparlamak için “geveleyecek” fakat Damat Ferit Paşa, gerçeği en sonunda öğrenecektir.
Ankara'da, Büyük Millet Meclisi'nin ertesi gün yapılacak açılış heyecanı söz konusudur...
Meclis binası için eksik olan malzemelerse, halk tarafından sağlanacak ve milletin meclisi hazır hale getirilecektir.. Tarihler, 23 Nisan 1920 Cuma gününü gösterdiğindeyse; Millet Meclisi'nin açılış heyecanı yaşanacaktır...
Ya İstiklal Ya ölüm final bölümüyle 20 Nisan Pazartesi saat 20.00'de TRT 1'de!